Life of Pi (Pi'nin yaşamı)



Adını bir havuzun isminden alan ve fakat okul hayatı boyunca "pissing" olarak dalga geçildiğinden kendine "Pi" lakabını takan Piscine Molitor Patel’in Hindistan'ın güneyinden başlayıp Meksika kıyılarında son bulan macerasının konu edildiği ve 3D izlendiğinde görsel bir şölene dönüşen 2012 yapımı 4 Oscarlı Ang Lee filmi Life of Pi (Pi'nin yaşamı) izleyicisine bir içe dönüş hikayesi anlatıyor aslında.


Pi Patel okyanus ortasında bir filikada yaşam mücadelesi verirken kendisine eşlik eden Bengal kaplanı, hayatını, doğayı ve inançlarını ilk kez sorgulamasına olanak sağlamış olan, kendisine hep uzak ve hep çok yüce gördüğü Richard Parker'dan başkası değil.


Film boyunca -hikayeyi anlatan kişi de kendisi olduğu için- Pi’ın hayatta kalacağının bilinmesine rağmen yine de merakla bunun ne şekilde gerçekleşeceğinin sıkılmadan ve keyifle izlenmesinin bir sebebi de okyanus boyunca süren görsel şovun kurguya çok ustaca işlenmiş olması denebilir. 

Filmin en çarpıcı yanı ise izleyici tam da "bu muhteşem hikaye böyle sıradan bitmemeliydi" ruh halinde iken, tüm hikayeyi baştan uca sorgulatarak aslında kişiye kendi inanç sistemi ve kendi öz benliği ile yüzleşebileceği bir açık kapı bırakması. 8,5/10


"Above all: don't lose hope."



Paylaşmak ister misiniz?

1 yorum:

Değerli görüşlerinizi paylaştığınız için şimdiden teşekkürler